Anne karnında bebeklerin dil gelişimi yaklaşık yedinci ayda başlar. Doğuma kadar annesinin sesini iyi tanıyan bebek, doğum sonrası hayata onun sevgi dolu sesiyle daha kolay adapte olur. Doğumdan sonraki birkaç gün içerisinde bebekler insan sesini diğer seslerden, annenin sesini ise diğer insanların sesinden kolayca ayırabilmektedir.
Bebeklerde Dil Gelişimi
Bebeklerde dil ve konuşma gelişiminin en yoğun yaşandığı dönem ilk üç yıldır. Kabaca ilk üç ayda sesleri duyma, üç ve dokuz aylar arasında sesleri birleştirme ve kelime oluşturma, dokuz ve on sekizinci aylarda cümle oluşturma, otuz altıncı aya kadar ise kelimeler ve cümlelerin anlamlarını kavrama yetenekleri gelişmektedir. Peki bebeklerde konuşmadaki gecikmenin kaynağı ne olabilir?
Konuşmak için gerekli olan larenks ve ses telleri gibi yapılarda herhangi bir fizyolojik problem yoksa yani işitme algısı normalse ve bebeğin nörolojik gelişimi yeterli ise dil kazanımı doğal ve doğru bir şekilde gerçekleşir. Ancak, konuşmak için gerekli bileşenlerden birinde görülen herhangi bir sorun konuşmanın gecikmesine veya dil becerisinin geç kazanılmasına yol açabilir. Çocuk konuşacak yaşa gelmesine rağmen henüz konuşmaya başlamamış, dil gelişiminde yaşıtlarının gerisinde kalmış, iletişimini işaretler veya tek tek kelimelerle sağlamanın ötesine geçememişse burada konuşma ile ilgili bir bozukluk olabileceği akla gelmelidir.
Bazı Çocuklar Neden Geç Konuşur?
Yapılan çalışmalar, bazı durumların çocuklarda geç konuşma riskini arttırdığını ortaya koymuştur. Bunlar doğum öncesi ve doğum sonrası risk faktörleri olarak iki farklı şekilde sınıflandırılır. Bebeklerde geç konuşma riskini artıran doğum öncesi faktörler; radyasyon veya toksik madde maruziyeti, enfeksiyon, kromozom anomalileri, işitme-görme kaybı ve travma olmak üzere çeşitlilik gösterir. Doğum sonrası faktörler ise prematüre doğum, düşük doğum ağırlığı, hipoksi (oksijen yoksunluğu), uzamış sarılık, beslenme bozukluğu, enfeksiyon, doğumsal anomaliler, çevresel uyaran yoğunluğu, anne-bebek etkileşim eksikliği, tek çocuk olma durumu ve düşük eğitim düzeyi şeklinde sıralanabilir.
Tüm bunlar bebekte geç konuşma riskini artıran önemli faktörlerdir. Bununla birlikte işitme kaybı, işitsel nöropati bozuklukları, otizm spektrum bozukluğu, zeka geriliği, yarık damak-dudak anomalisi, çift anadil varlığı ve psikososyal yoksunluk gibi bazı durumlar konuşma gecikmesine doğrudan neden olabilmektedir. Bunlardan birinin var olması durumunda bebeğin tüm gelişiminin yakından takip edilmesi gerekmektedir.
Annenin Ruh Hali Bebeğin Konuşmasını Etkileyebilir Mi?
Yapılan yeni bir çalışma annenin ruh halinin bebeğin konuşma yeteneğini etkileyebileceğini öne sürmektedir. Max Planck, İnsan Bilişsel ve Beyin Bilimleri Enstitüsü'ndeki araştırmacıların, annelerin doğum sonrası ruh halinin çocuklarının gelişimi üzerindeki etkisini araştırdıkları bir çalışmada, anneleri henüz tıbbi tedavi gerektirmeyen hafif depresif ruh haline sahip olan çocukların, gecikmiş dil gelişiminin belirtilerini erkenden gösterdikleri gözlenmiştir. Buna neden olarak annelerin yeni doğan bebeklerle konuşma biçimi gösterilmiştir.
Leipzig’de bulunan Max Planck İnsan Bilişselliği ve Beyin Bilimleri Enstitüsü'ndeki bilim insanları yaptıkları bir başka çalışmada bebeklerin, annelerinin ruh haline bağlı olarak konuşma seslerini birbirinden ne kadar iyi ayırt edebildiklerini araştırdılar. Bu yetenek, iyi gelişmiş bir için önemli bir ön koşul olarak kabul edilmektedir. Sesler birbirinden ayırt edilebiliyorsa sözcükler de birbirinden tek tek ayırt edilebilmektedir. Anneler doğumdan iki ay sonra daha olumsuz bir ruh haline sahip olurlarsa çocuklarının ortalama altı aylıkken konuşma seslerini daha az ayırt ettiği anlaşılmış ve anneleri daha olumlu bir ruh haline sahip olan çocuklara göre bu bebeklerin konuşmaları gecikmiştir. Çocuk ve Ergen Gelişimi Profesörü ve çalışmanın başyazarı Gesa Schaadt, ruh hali kötü olan annelerin bebekleriyle daha az konuştuklarına dikkat çekmektedir. Bu yüzden bebekler sesleri birbirinden iyi ayıramamakta ve bu durum yaşamlarının ileriki dönemlerinde konuşma bozukluğuna yakalanma riskinin arttırmaktadır.
Araştırmacılar, kırk yaş altı annenin doğumdan sonraki ruh hallerini incelemiş ve annelere ruh hallerini ölçen sorular yöneltmişlerdir. Bununla birlikte bebeklerinde, konuşma seslerini birbirinden ne kadar iyi ayırt edebildiğini ölçen elektro ensefalografi (EEG) cihazı kullanılmıştır.
Sonuçlar daha iyi bir dil gelişimi için ebeveynlerin bebekleriyle sık sık konuşmasının ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Hatta konuşma esnasında farklı tonlamalar kullanmanın dil gelişimlerine katkı sağladığı kabul edilmektedir.
Bununla birlikte, depresif ruh haline sahip anneler bebekleriyle daha az konuşmaktadır. Bu araştırmanın sonucunda çalışmanın baş yazarı, küçük çocuklarda doğru dil gelişimini desteklemek için ruhsal rahatsızlıkları olan annelere profesyonel bir destek almalarını önermektedir.