Özellikle koronavirüs hayatımıza girdiğinden beri; sebze, meyve, aromalı bitkiler ve propolis gibi doğal besinlerin popülerliği arttı. Propolis, arıların birçok farklı bitkiden getirdikleri reçinemsi yapıdaki maddedir. “Pro” savunma, “-polis” ise şehir, topluluk ya da bu bağlamda bal kovanı anlamına gelir. Propolis; arı kovanındaki delikler, çatlaklar gibi hasarları tamir etmek için ve tekrar inşa edilmesi gereken bölgelerin yapılmasında kullanılır. Bu yüzden diğer ismi “arı tutkalı”dır. Kovanın iç yüzeyinde kullanılarak içerideki sıcaklığı 35°C’de tutar. Hem yalıtım hem de avcıların istilasından korunma sağlar. Böylelikle kovanın içinde aseptik, mikropsuz bir ortam oluşturur.
Propolis normalde reçinemsi yapıya sahipken, ısıtıldığında yumuşak ve yapış yapış bir kıvam alır. Aynı zamanda hoş bir kokusu vardır. Propolis ve ondan elde edilen moleküllerin antioksidan, antibakteriyal ve bağışıklık düzenleyici özelliğinin araştırıldığı uygulamalar bulunmaktadır.
Arı sütü, beyaz, kıvamlı ve jel benzeri bir maddedir. İşçi arıların ağızlarındaki tükürük bezlerinden salgılanır. Yalnızca kraliçe arı tarafından tüketildiği için süper gıda olarak adlandırılır. Süper gıda sıradışı besin değerine sahip olduğundan sağlığa yararlı olduğu savunulan gıdalara verilen isimdir. Arı sütü, kraliçe arı tarafının ömür boyu besini olmasının yanında bal arısı larvalarının ilk iki-üç gününde aldıkları besindir. Arı sütünün ana bileşeni olan royalaktin bal arılarının larvadan kraliçe arıya dönüşmelerini sağlar. Bu süper gıda sayesinde kraliçe arı tüm diğer arılardan daha uzun süre yaşar.
Bal, aşırı doymuş şeker çözeltisi olarak da bilinir. Doğal bal, %82 karbonhidrat, %3 fruktoz, %31 glikoz, %13 diğer şekerler, %17 su, %0,5 protein, organik asitler, multimineraller, amino asitler, vitaminler, fenoller ve birçok diğer küçük bileşiklerden oluşur. Karbonhidrat ağırlıklı olan bala kıyasla propolis ve arı sütünün besin değeri farklı diğer organik bileşiklerce zengindir. Propolis, esas olarak reçine (%50), mumsu kimyasallar (%30), uçucu yağlar (%10), polen (%5) ve diğer organik bileşiklerden (%5) oluşur. B1, B2, B6, C, E ve magnezyum (Mg), kalsiyum (Ca), potasyum (K), sodyum (Na), bakır (Cu), çinko (Zn), manganez (Mn), gibi faydalı mineraller ve demir (Fe) içerir. Arı sütünün ise büyük çoğunluğu su (%50-60), daha sonra proteinler (%18), karbonhidratlar (%15), lipidler (%3-%6), mineral tuzlar (%1,5) ve vitaminlerden oluşur.
Her bir arı ürününün sahip olduğu besin içeriği ve değerleri farklıdır. Bu ürünler, bazı hastalıkları önlemede ve sağlığı geliştirmede biyolojik işlevleri olan aktif bileşenler açısından oldukça zengindir. Bal, propolis ve arı sütü, önemli beslenme özellikleri ve fonksiyonel değerleri ile farklı etkilere sahiptir. Bu yüzden arı ürünleri, güçlü apiterapötik ajanlara dönüştürülebilir. Ancak arı ürünlerine bağlı alerjenlerin varlığında ve doğru alım dozunun bulunmasıyla ilgili bazı önlemlerin alınması gerekir. Bu nedenle, arı ürünlerinin farmakolojik aktiviteleri ile ilgili biyolojik mekanizmaları ve umut verici sağlık yararları elde etmek için alınabilecek uygun miktarları belirlemek için daha ileri çalışmaların yapılması gerekmektedir.