Çay, çorba ve daha birçok yiyeceğin içerisinde bulunabilen, geleneksel şifacılar tarafından yüzyıllardır kullanılan ısırgan otunu duymuş, görmüş ve belki dokunmuşsunuzdur. Eğer dokunduysanız cildinizde oluşturduğu yanma hissini hatırlarsınız. Peki bu bariz özelliğini isminde taşıyan ısırgan otu nasıl ısırır?
İnsanlar tarafından birçok yemekte, içecekte hatta boyada bile kullanılan ısırgan otu, geleneksel ve tıbbi olarak birçok tedavide de kullanılmaktadır. Tıbbi kullanımları, anti-inflamatuvar özelliğinden kaynaklı olarak artrit ve diğer rahatsızlıkları tedavi etmek için kullanılmıştır. Bununla birlikte çeşitli eklem ağrıları ve kronik diz ağrısı gibi durumların tedavisinde ısırgan otunun tıbbi kullanımını değerlendiren birçok çalışma yürütülmüştür.
Isırgan otlarının, otçulları onları yemekten caydırmak için bir adaptasyon olarak acı veren hücreler geliştirdiği düşünülmüştür. Bitki, gövdenin çoğunu ve yaprakların alt tarafını kaplayan uzun, ince, içi boş tüylere (spikül) sahiptir. Bu tüyler camsı yapıda olup çok kırılgandır. Hafifçe dokunulduğunda bile kırılırlar ve içlerindeki kimyasal maddeler deriye geçer. Bu maddeler deride bölgesel olarak acıya, kızarıklığa, şişkinliğe, kaşıntı ve uyuşmaya neden olabilir. Klinik olarak bir kişi ısırgan otuna maruz kaldığında, yanma ve batma gibi hızlı bir semptom başlangıcı ve ardından hiperemik döküntü gözlemlenir. Isırgan otundaki tüylerde bulunan bazı kimyasalların bu semptomlara sebep olduğu bilinmektedir. Tüyler içindeki kimyasal maddeler arasında formik asit, histamin, asetilkolin ve serotonin bulunur. Formik asidin insanlar üzerindeki zehirleyici etkisi düşüktür ancak ciltte tahrişe neden olur. Histamin, asetilkolin ve serotonin ise nörotransmiter (sinir hücreleri arasında iletişimi sağlayabilen madde) özellikte olan kimyasallardır. Bununla birlikte, bağışıklık sisteminin bir parçası olarak görev yapan histamin, beyaz kan hücrelerinin ve bazı proteinlerin iltihaplı bölgeye geçişini hızlandırır, yangıya sebep olur ve bu durum sivrisinek ısırıklığında hissettiğimize benzerdir.
Yapılan son araştırmalarda, ısırgan otunun etki mekanizmasının hem biyokimyasal hem de mekanik olduğu düşünülmektedir. Tüylerin deriye girmesi ile ısırgan otlarının bilinen olumsuz kimyasal etkilerine ek olarak mekanik tahrişe neden olabileceği de öne sürülmüştür.