Özellikle yaz tatili yaklaşırken birçok insan kilo vermek için çeşitli yöntemler uygular. Kuşkusuz hepsinin kasları yerine yağlarından kilo vermeyi istediğini tahmin edebiliriz. Peki kilo verdiğimizde yağlar nereye gider?
Her ne kadar birçoğumuz fazla yağlarından kurtulmak istese de aslında onlarsız yaşayamayız. Yağlar vücudun en büyük enerji kaynaklarından biridir. Bununla birlikte, vücudun izolasyonunu ve darbelerden korunmasını da sağlar. Soğuk havalarda vücudu izole ederek iç organlarımızı sabit bir ısıda tutmaya yardımcı olur. Kemiklerimizi destekleyerek kırılmalarını önler.
Bilimsel bir çalışmanın anketine katılan 150 doktor, diyetisyen ve kişisel antrenörler; yağ temelli eksilen kütlenin enerjiye veya ısıya dönüştüğünü düşünerek en yaygın yanılgılardan birine düşmüştür. Sanılanın aksine yakılan yağlar ne kasa dönüşür ne de dışkıyla atılır.
10 kilogram yağdaki atomların takip edildiğinde bu kilogramın 8,4’ü karbondioksit olarak akciğerlerden dışarı atıldığı görülmüştür. Araştırmacılar; kalan 1,6 kilogramın idrar, dışkı, ter, nefes, gözyaşı ve diğer vücut sıvılarıyla atılabilen suya dönüştüğünü bildiriyor. Başka bir deyişle, kaybettiğimiz ağırlığın neredeyse tamamını nefesle veriyoruz.
İngiliz Tıp Dergisi (British Medical Journal)’nde yayımlanan bir makale, 10 kilogram yağın tam oksidasyonu için 29 kilogram solunan oksijene ihtiyaç duyulduğunu ve bu metabolik sürecin 28 kilogram karbondioksit ve 11 kilogram su ürettiğini göstermiştir.
Böylelikle yağlar yakıldığında yerini farklı formlara bırakır. Belki de açığa çıkan karbondioksit; yakılan yağlarımız bitkiler aracılığıyla Dünya’yı biraz daha yeşillendirsin diye ortaya çıkmıştır, kim bilir?