Ferahlık hissi ile tanıdığımız mentol günlük hayatımızda kullandığımız birçok ürününün içerisinde bulunur. Mentollü şekerler, kozmetik ürünleri, sağlık için kullanılan kremler, duş jelleri, diş macunları ve daha birçok farklı şekilde hayatımızda olan mentol hakkında neler biliyoruz? Nasıl oluyor da ferahlık hissi oluşturuyorlar? Tamamen faydalı mı yoksa bazı zararları olabilir mi? Gelin biraz mentol hakkında konuşalım.
Mentol, nane ailesinin bir türü olan Mentha'nın yağlarından elde edilen organik bir bileşiktir. Bitkilerden elde edilen mentol gibi uçucu yağların doğadaki temel amaçları tam olarak bilinmemektedir. Bazı uzmanlar bunun bitki için koruyucu bir mekanizma olabileceğini düşünürken, bazıları bitkilerdeki bu mentolün tozlaşma için ihtiyaç duyulan türleri bitkinin kendisine çekebilmesi için kullanıldığını öne sürer. Nane, tek başına veya diğer uçucu yağlarla kombine bir şeklide kullanılan popüler bir uçucu yağdır. Mentol, nane yağının ana bileşenidir ve hissedilir derecede soğuma, ferahlık hissi sağlar. Aynı zamanda mentol 1973'ten beri de sentetik olarak üretilmektedir. Kimyasal olarak, oda sıcaklığında renksiz bir katı olup alkol grubu içeren bir hidrokarbondur.
Ağzınıza bir buz küpü koyduğunuzda ağzınızın ve dilinizin içi anında uyuşur. Hatta hareketsiz tutuğunuzda bu uyuşmanın ötesine bir acı da hissedebilirsiniz. Bir nane yaprağını yahut mentollü bir şekerlemeyi emmeyi denediğinizde de ağzınızda aynı soğukluk ve uyuşmayı hissedersiniz. Nane veya şeker oda sıcaklığında olmalarına rağmen beyninizde bunların soğuk olduğu algısı oluşur. Bu algıyı oluşturan bileşen mentolün ta kendisidir. Peki ya normalde soğuk olmamasına rağmen mentol beynimizde nasıl soğuk algısına sebep olabiliyor?
Soğukluk hissi, mentolün cilt veya mukoza zarlarındaki termoreseptörlere kenetlenmesi nedeniyle oluşur. Bu termoreseptörler, soğuk veya sıcak uyaranlara yanıt vermek ve ortam sıcaklığını algılamakla görevlidirler. Mentol bir termoreseptöre bağlandığında, hücre içi kalsiyum konsantrasyonunu arttırır ve soğuk su ile temas edildiğindeki gibi aynı sinir uyarısına neden olur. Sinirleri elektrik akımı şeklinde bilgi taşıyan beynin kabloları olarak düşünebiliriz. Cildimizden beyne giden bir dizi sinir ve protein, hissettiğimiz sıcaklık değişikliklerini algılayarak bu bilgiyi beyne iletmeye adanmıştır. Sıcaklık değişimini algılayan alıcı proteine yani termoreseptöre TRPM8 adı verilir ve sıcaklığı algılayan tüm sinir hücrelerinde bulunur. TRPM8, bir iyon kanalı proteinidir. Yani sıcaklıktaki değişikliği algıladığında kalsiyum iyonlarının girişine izin verir. Sıcaklıkta bir düşüş olduğunda, TRPM8 üzerindeki voltaj bir şekilde değişir ve bu değişim reseptörde şekil değişikliğine sebep olur. Böylece kalsiyum iyonları bu sinir hücresine dolar. Bu iyon değişimi ile oluşan elektriksel bilgi nöronlar aracaılığıyla beyne iletilir. Hayati bilgiler taşıyan bu elektriksel akım, beyni sıcaklığın düşmesi konusunda uyarır.
Düşen sıcaklık faktörü gibi mentol de bir şekilde TRPM8'e doğrudan bağlanır ve onu etkinleştirir. Böylece mentollü bir şeker yediğinizde ağzınızda anında bir ferahlık hissi oluşur. Şekeri yuttuktan sonra bile bir miktar mentol kalır ve sinirleri aktif tutar. Eser miktarda mentol dahi bu sinirleri tekrar etkinleştirebilir. Aslında, TRPM8 önce mentole yanıt veren bir protein olarak keşfedilmiş ve daha sonra sıcaklık düşüşünü algılamadaki rolü kabul edilmiştir. Öte yandan sonrasında doğada mentol gibi TRPM8 üzerinde etkisi olan benzer kimyasallarda keşfedilmiştir. Okaliptol ve icilin bu kimyasallardandır.
Dünyanın en çok satılan aroması mentol, birçok günlük üründe bulunabilir. Kullanım alanları sakızlardan losyonlara kadar oldukça geniş ve çeşitlidir. Mentol popülaritesini sadece sağladığı tazelik tadına değil, aynı zamanda cilt ve mukoza zarları üzerindeki serinletici etkisine de borçludur. Merhemler, deodorantlar ve duş jelleri gibi farmasötik ve kozmetik ürünlerde sıklıkla kullanılmasının nedeni de budur. Yılda yirmi beş bin ila otuz bin metrik tonluk dünya çapındaki talep halihazırda mevcut arzı aşıyor ve giderek daha fazla yeni ürün mentol içerdiğinden bu talep sürekli artıyor.
Mentol burun içi soluma cihazlarında, losyonlarda, ağrı kesici kremlerde, gıdalarda, öksürük pastillerinde, soğuk algınlığı ilaçlarında, vücut kremlerinde ve diğer birçok üründe bulunur. Ağızda taze bir nefes ve temiz bir his sağladığından neredeyse tüm diş macunlarında, gargaralarda ve diğer ağız bakım ürünlerinde de kullanılır. Bunun yanısıra mentol, okaliptüs yağı ve diğer serinletici maddeler uzun süredir artritik (eklem rahatsızlıkları) ve diğer kas ve kemik ağrılarını gidermek için kullanılmaktadır. Burada yine mentol aslında vücut ısısını düşürmezken, vücudun termoreseptörlerini uyarır. Bu, beyne vücudun soğuduğuna dair bir sinyal gönderir. Bu amaca yine TRPM8'i reseptörünü aktive ederek ulaşır. Cilde uygulanan mentol soğuğu algılayan sinirleri harekete geçirerek bölgenin uyuşmasına neden olur. Böylece bölgedeki acı hissedilmez. Bunun yanısıra mentol uyuşturma etkisini de kappa opioid reseptörü adı verilen başka bir reseptöre bağlanarak sağlayabilir. Ağrıyan kaslara mentol sürmek ayrıca bu kasların yakınındaki kan damarlarının genişlemesine ve bölgedeki kan akışının artmasına neden olur. Buna vazodilatasyon denir. Kan, bölgeyi onarmak için taze besinleri taşır ve üretilen zehirli atıkları uzaklaştırır. Bu nedenle iyileşme çok daha hızlı gerçekleşir. Son olarak mentol iltihabın kötü etkilerini ortadan kaldırır. Yaralanmanma iltihaplanmaya ve ısı hissine neden olur. Bu bölgeye uygulanan mentol, o bölgede sıcaklıkta herhangi bir gerçek düşüş olmadan TRPM8'i aktive ederek bir soğuma hissi verir.
Mentol, ağrı giderici ve iltihap önleyici özelliklerinin yanı sıra gaz giderici görevi de görür. Bağırsak kaslarını gevşetmeye ve mide-bağırsak rahatsızlıklarını tedavi etmeye yardımcı olur. Sindirim sorunlarına yardımcı olmak için mentollü nane çayı, kapsül veya tentür şeklinde ağızdan alınabilmektedir.
Mentolün faydalarını altı başlık altında toplayabiliriz. İlk olarak mentol hazımsızlığa iyi gelir. Nane yağının ana bileşenlerinden biri mentoldür. Araştırmalar, insanların özellikle mide-bağırsak rahatsızlıkları olan kişiler için yararlı olan nane yağını yemeklerle birlikte aldıklarında yiyecekleri daha hızlı sindirdiklerini göstermiştir. İkinci olarak beyin fonksiyonunu artırır. Nane yağının hafızayı iyileştirdiği bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Araştırmacılar, testten önce beş dakika nane yağı koklayan katılımcıların, koklamayanlara kıyasla daha iyi bir hafızaya sahip olduğunu gözlemlemiştir. Başka bir araştırmaya göre, araba sürerken nane yağı koklamak uyanıklığı artırmış ve yorgunluğu azaltıcı etki göstermiştir. Üçüncü olarak mentol soğuk algınlığı semptomlarıyla savaşabilir niteliktedir. Mentol, burun solunumunu iyileştirerek soğuk algınlığı ve gripten kurtulmaya yardımcı olur. Nane yağı ayrıca soğuk algınlığı semptomlarını, özellikle sinüslerdeki enfekte mukus reseptörlerini tedavi etmeye yardımcı olabilecek antimikrobiyal özelliğe sahiptir. Mentol, hava yollarının açılmasına ve mukusun temizlenmesine yardımcı olur. Dördüncü olarak mentol baş ağrısı ağrısını azaltabilecek niteliktedir. Alın ve şakaklara nane yağı sürmenin baş ağrılarına yardımcı olduğu kanıtlanmıştır. Mentol kasları gevşetir ve ağrıyı hafifletir. Fakat nane yağının kullanımdan önce sabit yağlarla seyreltilmesi gereklidir. Beşinci olarak mentol enerjiyi artırır. Bir çalışmada nane yağının yorgunlukla savaşmaya ve egzersiz performansını artırmaya yardımcı olabileceğini gösterilmiştir. Son olarak mentol zararlı bakterilerle savaşır. Nane yağının en büyük faydalarından biri antimikrobiyal özelliğidir. Çok sayıda çalışma, bakterilerle savaşma söz konusu olduğunda etkinliğini göstermiştir. Bir araştırmaya göre, nane yağının antibiyotiğe dirençli Staphylococcus aureus ile inkübe edilmesi bakteriyel toksinlerin üretimini bloke ettiği gözlenmiştir. Dozaj arttıkça bu etkinlik düzeyi de artmıştır.
Bahsettiğimiz gibi mentolün sağladığı ferahlık ve soğutma kalsiyum ve sodyum kanalları üzerindeki etkisiyle oluşur. Vücudumuzdaki hücrelerin zarlarında kalsiyum ve sodyum kanalları bulunur. Konsantre miktarlarda mentol yuttulması veya teneffüs edilmesi moleküler düzeyde iyon seviyelerinde bozulmalara yol açarak sistemik toksisite gözlemlenmesine sebep olabilir. Bunun ciddi etkileri arasında nöbetler, koma ve ölüm yer alır.
Ayrıca mentol göz ve cilt tahrişine neden olabilir. Cilt üzerinde kullanıldığında, mentol tipik olarak bir taşıyıcı yağ, losyon veya başka bir madde ile seyreltilir. Cilde yüksek yüzdeli bir mentol ürünü uygulanmasının tahriş ve hatta kimyasal yanıklara sebep olduğu bildirilmiştir. Mentol içeren ürünler yanıcıdır. 2000 yılında FDA, mentollü ürünleri ateşin yakınına, sıcak suya veya mikrodalga fırına koymaya karşı bir uyarı getirmiştir. Cilde bir mentol ürünü uygulanması ve üzerine bir ısıtma yastığı yerleştirilmesi konusunda ek uyarılar vardır. Isı, cilt yoluyla mentolün emilimi artırır. Bir vakada, mentol uygulanan doku üzerine ısıtma yastığı koyulması doku ölümüyle sonuçlanmıştır.
Bazı araştırmacılar mentollü sigaraların sigara bağımlısı olma riskini artırabileceğini ve normal sigaralardan daha toksik olabileceğini düşünmüşlerdir. Sonrasında Gıda ve İlaç İdaresi, mentollü sigaraların, mentolsüz sigaralarda görülenden daha fazla halk sağlığı riski oluşturmasının muhtemel olduğunu tespit etmiştir. Bunun nedeni, mentolün nanemsi serinliğinin sigaranın sertliğini örtebilmesi ve böylece insanların daha fazla sigara içmesidir. Araştırmalar, mentollü sigara içmeye başlayan gençlerin bağımlı olma ve uzun süreli günlük sigara içme olasılıklarının daha yüksek olduğunu gösteriyor. Bu tespit ve gözlemler sonrasında mentollü sigaralar raflardan kaldırılmış ve satışı yasaklanmıştır.