Konya Bilim Merkezi BilimUp

Milky Sea Etkisi: Parıltılı Sular

Gülnur Şener
5 dk
2766

Bir belgeselde yahut okyanusta geçen filmlerden birinde suyun yüzeyinin bembeyaz olduğu o sahneyi hatırladınız mı? Sisli havadan ayırt edilemeyen opak ve parıldayan suda sürüklenen geminin yansıtıldığı o sahneye denk geldiniz mi hiç? Bu sahne filmlerde pek çok kez pusuda bekleyen dehşeti veya terk edilmiş bir gemiyi bulmak için kullanılsa da bu sadece filmlere ait bir fenomen değildir. Bahsettiğimiz bu sahne ‘Milky Sea Effect’ olarak bilinir ve bir kurgu ürünü değil gerçektir. Türkçe karşılığı ‘sütlü deniz’dir. İlk Milky Sea gözleminden sonra insanların çoğu şaşkınlığa uğrar ve olağandışı gelen bu görüntüden korkarlar. Peki ya bu parıltılı suların arkasındaki gizem nedir?


Milky Sea Nedir?

Mareel olarak da bilinen Milky Sea, okyanus boyunca uzayan milyarlarca bakterinin suyu hafifçe aydınlatarak ortaya çıkardığı bir parıldama durumudur. Bu, sürekli parıltının üretildiği çok nadir bir biyolüminesans olayıdır. Çok geniş alanlarda gözlemlenebilen bu şaşırtıcı görüntü başta tam olarak anlaşılamamıştır. Ancak, Endonezya'da bir teknenin bu parıltılı su ile şans eseri karşılaşması bilim insanlarına ‘Milky Sea’ fenomenini incelemek için eşsiz bir fırsat vermiştir. 2019’un Temmuz ve Eylül ayları arasında Endonezya'nın Java kentinin güneyinde, uydu tarafından bir sütlü deniz (milky sea) tespit edilmiştir. Ancak, görüntüleri destekleyecek yüzey gözlemleri olmadan bilim adamlarının bulguyu doğrulaması zor olmuştur. Tamamen şans eseri, özel bir yatın içinde görgü tanığı olabilecek bir grup insan, bir kova ve bir dijital kamera ile orada bulunmaktadır. Johan Lemmens'in altı kişilik mürettebatıyla kaptanlığını yaptığı özel bir yat olan Ganesha Gemisi, 2 Ağustos'ta bu olağandışı olay meydana geldiğinde Lombok, Endonezya ve Cocos (Keeling) adaları arasında geçiş yapmaktadır. Bu parıltılı sular o kadar hayret vericiydi ki mürettebattan biri bununla karşılaşıldığında geminin seyir defterinde şöyle yazmıştır: "Uyandığımda deniz beyazdı ve karda yelken açıyormuş izlenimi veriyordu!”. Bu olay daha sonra mürettebatın yüzey gözlemleri ve 2019'da yapılan uydu gözlemleri ile doğrulanabilmiştir.

Fotoğraf: Andy Astbury
Milky Sea gözlemlerinin doğrulanması önemlidir; çünkü bu durum dünya çapında yılda yalnızca bir veya iki kez gerçekleşen nadir bir olaydır. Böylesine nadir rastlantılar, ilgili fotoğraflar ve röportajlar bilim insanları tarafından analiz edilerek kaydedilir. Bahsettiğimiz mürettebat “Karanlıkta parlayan yıldızlara benziyorlar” şeklinde ifade ettikleri bu parıltıya hayran kalmış ve bir kova su alarak ona yakından bakmak istemişlerdir. Numunenin alınması ile parlama bozulmamış ancak bir kaşık ile karıştırılınca su ilginç bir şekilde kararmıştır. Mürettebat tarafından yapılan gözlem normal bir biyolüminesansın tepkisinin tam tersidir. Kaptan Lemmens, parıltının su yüzeyinin yaklaşık 10 metre altından başladığını iddia etmiştir. Fakat, bu da daha önce tanımlanan Milky Sea hareketinin ince bir filmde oturan parlak bakteriler sonucu olabileceğini belirten ‘yüzey kayganlığı’ hipoteziyle çelişmektedir. Bu durum biyolüminesansın, suda bundan daha derine inmesi ve yatın hareketinin parıltıyı bozmaması gerçeği ile de desteklenmiştir.

Parıltılı Sular Nasıl Oluşur?

Biyolüminesansın birçok kez meydana geldiğini, çeşitli canlılarda gözlemlenebildiğini ve fenomeni bu kadar özel kılan şeyin ne olduğunu merak ediyor olabiliriz. Ancak bu olay tarih boyunca insanlar tarafından yalnızca tesadüfi karşılaşmalarda gözlemlenmiş ve tam olarak ne tür bir biyolüminesans olayı olduğu henüz anlaşılamamıştır. Bu nedenle sütlü, parıltılı, denizlerin oluşumu; yapısı ve içerdiği canlılar hakkında cevaplanmamış pek çok soru varken elde edilen gözlemleri ve uydu görüntülerini tanımlamak çok önemlidir. Bu, gelecekte deniz bilimcilerin uygun anda harekete geçmesini ve neler olup bittiğine dair daha net bir fikir edinmesini sağlayabilir.


Bu parıltı suları daha önce gözlemlemiş, deniz canavarlarına ve deniz kızlarına sıkı sıkıya inanan mürettebat için Milky Sea içerisinde saatlerce süzülmek son derece ürkütücü olmalıdır. 1800'lerde bu gözlemleri ile büyülenen denizciler, buna neyin sebep olduğu konusunda kesinlikle hiçbir fikre sahip olmasalar da bunun uğursuz bir şey olduğundan oldukça eminlerdi. Onu ufuktan ufka akan süt veya bulutlar şeklinde tanımlamaya çalıştılar. Bu parıltılı sulara dair bilgimiz şimdi biraz daha derin olsa da hala nasıl olduğu ve neden oluştuğu konusu netlik kazanmamıştır.
Bu bağlamda şimdiye kadar elde edilen en başarılı uydu görüntüsü, 1995 yılında Lima Buharlı Gemisi’nden gönderilen bir rapor ile gelmiştir. Lima'nın kaptanı, Somali açıklarında seyrederken ufukta beyazımsı bir parıltıdan ve takip eden 15 dakika sonra ise ufuktan ufka denizin izlediği beyazımsı bir parıltıdan bahsetmiştir. Bu gözlemse onda “kar tarlasına” dönüşme izlenimi uyandırmıştır. Bunun üzerine araştırmacılar fenomenin görünür olup olmadığını anlamak için o bölgenin arşiv uydu görüntülerini analiz etmişlerdir. Böylece biyolüminesans ile oluşan sütlü denizlerin ilk doğrulanmış görüntüsü ortaya çıkmıştır. Sütlü deniz görüntüleri uydu görüntülerinde leke olarak görülmüş ve görenleri hayretler içinde bırakmıştır. Görüntülerdeki ölçek şaşırtıcı derecede büyüktür: Parıltılı suların gözlemlendiği bu bölge 15.000 kilometrekarelik bir deniz alanıdır.
Bu kadar geniş alanlarda parıltılar saçan sütlü denizlerin gizemi henüz bilim insanlarınca tam olarak çözülmemiştir. Tespit edildikleri halde nasıl ve neden oluştuklarına dair somut kanıtlar elde edilememiştir. Araştırmacılar, bir sonraki sütlü deniz olayını belirlemek, tam olarak neyden kaynaklandığını anlamak için örnekler toplamaya devam ediyorlar. Bu parıltı sular geç keşfettiğimiz, ne kadar uğraşsak da belki de anlayamayacağımız onlarca doğa olayından yalnızca bir tanesidir.

Benzer Makaleler
Bitkiler de Konuşur
Kahve ya da Çay Tercihimizi Genler mi Belirler?
Arılar Kovanlarını Nasıl Koruyor; Propolis ve Arı Sütü
Uyku Gerçekten Dinlendirir Mi?
Tükürük Ne İşe Yarar?
Hapşırmak Sadece İnsanlara Mı Özgüdür?
Böcekler Neden Işık Etrafında Toplanır?
Aksolotl Semenderleri Beyinlerini Nasıl Yenileyebiliyor?
Acıyı Algılayamayan Beynimiz Nasıl Ağrıyor?
İlk Hücre Teorisi: Yaşam Nasıl Ortaya Çıktı?
ANASAYFA
RASTGELE
KATEGORİLER
POPÜLER
EN YENİLER