Sınavdan yüksek puan aldığımızda, maaşımıza zam yapıldığında ya da aşık olduğumuzda çok mutlu hissederiz. Mutluluk nedir, mutluluğun vücudumuza etkileri nelerdir? Gelin bu soruların cevaplarını beraber öğrenelim.
Mutluluk, bir kişinin iç dünyasındaki pozitif duygu ve iyi hissetme durumudur. Bu duygu genellikle insanların hayatlarındaki başarılı olaylar veya insanlarla olan olumlu ilişkilerle ilişkilidir. Zevk, rahatlık, şükran, umut ve ilham, mutluluğumuzu artıran ve bizi gelişmeye sevk eden olumlu duygulara örnektir. Yunan Filozof Aristo mutluluğu; hazdan kaynaklanan mutluluk hedonia, erdem ve anlam arayışından kaynaklanan mutluluk eudaimonia başlıklarıyla tanımlamıştır. Hedonia: Çoğunlukla iyi hissettiren şeyi yapmak, öz bakım, arzuları yerine getirmek, zevk almak ve tatmin duygusu hissetmekle ilişkilendirilirken; Eudaimonia: Hayatın anlam, değer ve amaca sahip olduğu hissini içeren bu mutluluk, daha çok sorumlulukları yerine getirmek, uzun vadeli hedeflere yatırım yapmak, diğer insanların refahı için endişelenmek ve kişisel ideallere göre yaşamak ile ilişkilendirilir. Hedonia ve eudaimonia, günümüzde psikolojide sırasıyla zevk ve anlam olarak bilinmektedir. Kısaca mutluluk; olumlu duyguların varlığı ve olumsuz duyguların yokluğu olarak tanımlanmaktadır. Bu duygu genellikle belirli bir yüz ifadesi olan gülümsemeyle birlikte ortaya çıkar.
Mutluluk durumunda beyin ve vücudumuzda birçok biyokimyasal değişim gerçekleşir. Genel olarak, mutluluk duygusu beynin bazal gangliyon, limbik sistem ve prefrontal korteksteki bazı bölgelerin aktivasyonuna neden olur. Bu bölgeler arasında, beyin bölgesi olan hipotalamus ve limbik sistemdeki hipokampus, mutluluk duygusunun oluşmasına ve saklanmasına yönelik rol oynar. Ayrıca, mutluluk duygusu, ön beyin bölgesinde endorfin ve serotonin gibi hormonların salınımını artırarak, insanların duygusal durumlarını pozitif yönde etkileyebilir.
Psikolog Andrew Steptoe ve iş arkadaşı Jane Wardle'ın 2005 yılında yayımladıkları makalede; mutluluğun kalp atış hızı ve kan basıncını düşürdüğünü tespit ettiler. Çalışmada, katılımcılar mutluluklarını bir günde 30 kez ve ardından üç yıl sonra tekrar derecelendirdiler. 3 yıl sonra yapılan tekrarda ilk deneyde en mutlu olan kişilerin kalp atım hızının dakikada yaklaşık altı atım daha yavaş olduğu sonucuna varıldı.
2003 yılında yapılan bir başka deneyde, 350 yetişkin bireyin burnuna soğuk algınlığı için virüs enjekte edildi. 5 gün boyunca izlenen bireylerde en olumlu duygulara sahip olanların soğuk algınlığı geçirme olasılığının daha düşük olduğu sonucuna varıldı. Çalışmayı yapan bazı araştırmacılar, daha mutlu insanların neden hastalığa daha az duyarlı olabileceğini araştırma amacıyla 2006 yılında yaptıkları bir başka çalışmada 81 yüksek lisans öğrencisine hepatit B aşısı verdiler. İlk iki dozu aldıktan sonra, katılımcılar kendilerini dokuz olumlu duyguya göre derecelendirdiler. Çalışma sonucunda pozitif duyguları yüksek olan katılımcıların, aşıya karşı yüksek antikora sahip olma olasılıklarının neredeyse iki kat daha fazla olduğu tespit edildi.
2005 yılında “Kronik Ağrılı Kadınlarda Direnç Kaynağı Olarak Pozitif Etki” başlığıyla yayımlanan araştırmada, pozitif duygunun hastalık bağlamında ağrıyı hafiflettiği öne sürüldü. Artrit ve kronik ağrısı olan kadınlar; yaklaşık üç ay boyunca ilgi, coşku ve ilham gibi olumlu duygulara göre haftalık olarak kendilerini derecelendirdiler. Çalışma boyunca, genel olarak daha yüksek derecelendirmeye sahip olanların ağrıda artış yaşama olasılığının daha düşük olduğu tespit edildi.
Yapılan birçok farklı çalışmayla mutluluğun, stres hormonları olan kortizol ve adrenalini azalttığı; sindirim sistemi, uyku, enerji düzeyi gibi birçok şeyi etkilediği tespit edilmiştir. Ayrıca mutluluk duygusu, insanların duygusal ve sosyal ilişkilerini iyileştirir, stresi azaltabilir ve genel sağlık ve iyi olma durumunu arttırır. Kısaca; mutluluk, fiziksel sağlığı korumanın en önemli bileşenlerindendir. Mutluluğunuz daim olsun, sağlıcakla kalın.