Konya Bilim Merkezi BilimUp
 / 

Neden Herkes Kokusunu Alabiliyorken Siz Vücudunuzdaki Parfümün Kokusunu Alamıyorsunuz?

İlknur İyigökler
5 dk
517

Parfümünüzün kokusunun birkaç dakika sonra kaybolduğunu ya da eskisi kadar güçlü hissettirmediğini mi fark ettiniz? Bu durum, parfümünüzün kalitesiyle ya da miktarıyla ilgili bir sorun değil; aslında bu olgu, koku yorgunluğu veya burun körlüğü olarak bilinen doğal bir biyolojik mekanizmanın sonucudur. Koku yorgunluğu, koku sistemimizin çevresel kokulara karşı duyarlılığını geçici olarak kaybetmesiyle meydana gelir.

Koku Alma Mekanizması Nasıl Çalışır?

Koku alma süreci, çevremizdeki kimyasal sinyallerin nasıl algılandığı ve işlendiğini anlamamıza yardımcı olan karmaşık bir biyolojik mekanizmadır. Koku molekülleri, havadan buruna çekildiğinde, burundaki mukozal yüzeyde bulunan koku reseptörlerine ulaşır. Bu reseptörler, koku moleküllerini algılar ve kimyasal bilgileri elektriksel sinyallere dönüştürür. Bu sinyaller, koku ampulü olarak bilinen beyin bölgesine taşınır. Koku ampulü, burada gelen sinyalleri analiz eder ve kokunun ne olduğunu belirler.

Koku ampulünden gelen sinyaller, doğrudan amigdala adı verilen beyin bölgesine iletilir. Amigdala, bu sinyalleri duygusal tepkilerle ilişkilendirir; örneğin, bir koku bize mutlu bir anıyı hatırlatabilir ya da hoş olmayan bir durumu çağrıştırabilir. Amigdala’dan çıkan sinyaller daha sonra hipokampus adı verilen bir bölgeye yönlendirilir. Hipokampus, koku ile ilgili geçmiş deneyimlerimizi ve anılarımızı işleyerek yeni hafıza izleri oluşturur ve mevcut hafızayı yeniler. Kısacası, koku alma süreci sadece çevresel uyarıcıları algılamakla kalmaz, aynı zamanda amigdala ve hipokampus aracılığıyla bu uyarıcıları duygusal ve hafıza bağlamında anlamlandırır.

Parfümümüzün Kokusunu Neden Alamıyoruz?

Kendi parfümümümüzün kokusunu alamamızın bir sebebi var; Bu duruma burun körlüğü ya da koku yorgunluğu adı veriliyor. Koku yorgunluğu, bilimsel olarak “olfaktör adaptasyon” olarak adlandırılır ve koku reseptörlerinin sürekli aynı kokuya maruz kalması sonucu duyarlılığının azalması olarak tanımlanır. Koku molekülleri burna alındığında, olfaktör reseptör hücreleri tarafından algılanır. Bu reseptörler, koku sinyallerini elektriksel sinyallere dönüştürüp beyne gönderir. Ancak, bir kokuya uzun süre maruz kalındığında, koku reseptörleri ve koku bulbusu (olfaktör bulbusu) yorgunluk yaşar ve koku sinyallerini daha az etkili bir şekilde iletmeye başlar. Bu süreç, koku moleküllerine karşı duyarlılığı geçici olarak azaltarak kokunun zayıflamasına neden olur. Temel olarak beyniniz, tanıdık kokuya alışır ve yavaş yavaş onu fark etmeyi bırakırsınız.


Burnumuzu Alışmış Kokudan Nasıl Temizleriz?

Ancak burnumuzu bu alıştığı kokudan temizlemek ve tekrar parfümünüzün kokusunu almak isterseniz yapılan araştırmalarla önerilen birkaç yöntem bulunmaktadır; Bunlardan en bilineni ise kahve çekirdeklerini koklamaktır. Koku yorgunluğunda, sürekli kokuya maruz kalma sonucu koku reseptörleri adaptasyona uğramaktadır. Kahve kokusu, koku reseptörlerini yeniden aktive edebilmektedir.

Limon ve nane kokuları, koku yorgunluğunun üstesinden gelmede etkili olan diğer yöntemlerdendir. Limon, limonen adlı bir bileşen içerir; bu bileşen, koku reseptörlerini uyararak diğer kokuların algısını iyileştirebilir. Benzer şekilde, nane kokusu, mentol içerir ve mentol, koku reseptörlerini aktive ederek sinirlerin yeniden canlanmasına yardımcı olabilir, bu da koku algısını tazeleyebilmektedir.

Koku ve hafıza İlişkisi: Proust Etkisi

Eski bir parfüm kokusu size yıllar önceki bir anıyı aniden hatırlatabilir, ya da çocukken sevdiğiniz bir tatlıyı tekrar yediğinizde, çocukluğunuzdaki nostaljik anıları hızla hatırlayabilirsiniz. Kokuların geçmiş anıları hatırlatması olayı Proust etkisiyle açıklanmaktadır.

Proust Etkisi, belirli bir koku, tat veya sesin, geçmişte yaşadığımız anıları aniden ve güçlü bir şekilde yeniden hatırlamamıza neden olan bir fenomeni ifade eder. Bu etki, Fransız yazar Marcel Proust’un "Kayıp Zamanın İzinde" romanında çaya batırılmış bir madeleine kekinin tadının anlatıcının çocukluk anılarına geri dönmesine yol açan sahneden adını almıştır. Psikologlar, bu etkiyi "istemsiz hafıza" olarak tanımlar; yani, bilinçli bir çaba olmadan anıların aklımıza gelmesidir.

Proust Etkisi ile ilgili nörobilimsel araştırmalar, koku ve tatların, beyindeki amigdala ve hipokampus gibi duygular ve hafıza ile ilişkili bölgelerle yakın bağlantıları olduğunu ortaya koymuştur. Koku ve tat duyuları, bu beyin bölgelerini harekete geçirerek, geçmişte yaşanan duygusal anıları yeniden canlandırabilir. Bu fenomen, duyusal belleğin nasıl güçlü ve duygusal olarak yüklü anılar oluşturabileceğini açıklamaktadır.

Beyinde Koku ve Uzamsal Bilgi İlişkisi

Ayrıca, koku soğancığında koku hafıza kartı gibi bir sistemin var olduğu ve kokuların hem yeni anılar yaratıp hem de eski anıları canlandırabildiği araştırmacılar tarafından tahmin edilmektedir. Son yıllarda yapılan bir çalışmada, koku ve uzamsal hafıza arasındaki ilişki incelenmiştir. Buna göre Cindy Poo ve meslektaşları, farelere farklı kokularla işaretlenmiş bir labirent kullanarak, bu kokuların farelerin konum hücreleri ve uzamsal hafıza üzerindeki etkilerini araştırmışlardır. Üç haftalık eğitim sonucunda, fareler labirentteki kokuları hatırlayarak doğru çıkışı bulabilmişlerdir, bu da kokunun hipokampus ve konumla ilgili hafıza merkezlerini etkileyebileceğini göstermiştir. Böylece, koku algısının sadece anıları çağrıştırmakla kalmayıp, aynı zamanda mekansal bilgi işleme yeteneğimizi de destekleyebileceği ortaya konmuştur.

Kaynakça
  1. Dalton, P. (2000). Psychophysical and behavioral characteristics of olfactory adaptation. Chemical Senses, 25(4), 487–492. https://doi.org/10.1093/chemse/25.4.487
  2. Doty, R. L., & Kamath, V. (2014). The influences of age on olfaction: A review. Frontiers in Psychology, 5, 20. https://doi.org/10.3389/fpsyg.2014.00020
  3. Zhao, G. Q., & Munger, S. D. (2007). The role of olfaction in flavor perception. Annual Review of Psychology, 58, 55-76. https://doi.org/10.1146/annurev.psych.58.110405.085633
  4. Schwob, J. E., & St. John, M. (2002). The olfactory epithelium: Regenerative responses and their role in the maintenance of olfactory function. Physiological Reviews, 82(3), 717-769. https://doi.org/10.1152/physrev.00021.2001
  5. Morrell, M. J., et al. (2012). Olfactory adaptation and its implications for the sensory experience of food. Food Quality and Preference, 26(1), 54-60.  https://doi.org/10.1016/j.foodqual.2012.02.003
  6. Gottfried, J. R., & Zelano, C. (2010). The olfactory system and its functions. Annual Review of Psychology, 61, 291-313. https://doi.org/10.1146/annurev.psych.60.110707.163638
  7. Green, J. D., Reid, C. A., Kneuer, M. A., & Hedgebeth, M. V. (2023). The Proust effect: Scents, food, and nostalgia. Current Opinion in Psychology, 50, 101562. https://doi.org/10.1016/j.copsyc.2023.101562
  8. Poo, C., Agarwal, G., Bonacchi, N., & Rodriguez, G. (2022). Spatial maps in piriform cortex during olfactory navigation. Nature, 601, 595-599. https://doi.org/10.1038/s41586-021-04242-3
Benzer Makaleler
Mor Yiyeceklerin Mucizesi: Antosiyanin
Bilinenin Aksine Tuzlu Yiyecekler  Susatmıyor, Acıktırıyor
Temel Reis Yalan Mı Söylüyor!
Çok Güldüğümüzde Neden Midemiz Ağrır?
Çok Düşününce Neden Çok İş Yapmış Gibi Yoruluruz?
2022 Bilimin En'leri
2022’ye Bilim Kurgu Hissi Veren  Biyomedikal Gelişmeler
Yeni Doğan Bebekler Neden Güzel Kokuyor?
Bebeklere Bal Yedirmek Zararlı mı?
Sadece Patates Yiyerek Yaşayabilir miyiz?
ANASAYFA
RASTGELE
KATEGORİLER
POPÜLER
EN YENİLER