Tiroit bezi, âdem elmasının hemen altında nefes borusunun çevresine sarılı olarak boyunda yer alan kelebek şeklinde bir bezdir. Vücudumuz için çok önemli görevleri yerine getirir. Metabolizmanın düzenlenmesi, kilo, ruh hali, enerji, büyüme kontrolü ve dolaşım da dahil olmak üzere birçok süreçte görev alır. Tiroit bezi boyut olarak oldukça küçüktür, bu küçük organın düzensiz çalışması ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir.
Tiroit bezi, triyodotironin (T3) ve tiroksin (T4) hormonlarını üreterek vücut metabolizmasını kontrol eder. Bu hormonlar TSH (tiroit uyarıcı hormon) olarak adlandırılır. Gerekli durumlarda T3 ve T4 hormonlarının birbirleri arasında dönüşüm gerçekleşir.
Tiroit oldukça karmaşık bir geri bildirim mekanizması tarafından kontrol edilir. Beyinde bulunan hipotalamus, tiroit hormonlarının yetersiz miktarda bulunduğunda ve algıladığında, TRH (Tirotropin salgılayan hormon) olarak bilinen bir hormon salgılar ve bu hormon da hipofiz bezine TSH (Tiroit Uyarıcı Hormon) salgılamasını söyler ve tiroitin daha fazla hormon üretmesine yardımcı olmak için TSH düzeyi yükselir. Yükselen TSH, tiroit bezini hormon sentezleyip salgılaması için uyarır ve dolaşıma daha fazla tiroit hormonu (T3 ve T4) katılır.
Tiroit bezi çeşitli nedenlerden dolayı hasar görebilir ve düzgün çalışmaz. Tiroit bezinin az aktif olduğu durum hipotiroidizm, aşırı aktif olduğu durum ise hipertiroidizm olarak adlandırılır. Bunlarla birlikte tiroit iltihabı ve tiroit kanseri yaygın görülen hastalıklardandır.
1. Radyasyon: Tiroit bezi, radyasyona karşı oldukça savunmasızdır, tiroit az miktarda radyasyondan kolayca etkilenebilir. Hastanelerde yapılan BT taramaları, röntgenler ve nükleer tıbbi testler, tiroit bezinin zarar görmesinin en yaygın sebeplerindendir.
2. Yüksek dozda lityum: Yüksek dozda (günde 1200 mg) lityum, psikiyatristlerin bipolar bozukluk için kullandığı tedavilerden biridir. Bu çok yüksek dozda lityum hipotiroidizme neden olabilir. Düşük dozlarda (günde 10 – 20 mg) kullanılan lityum ise, yaşlı yetişkinlerde hafıza güçlendirici olarak etkilidir.
3.Amiodaron: Bu genellikle anormal kalp ritimleri için reçete edilen bir ilaçtır. Yan etki olarak tiroide zarar verebilir.
4. İyot eksikliği veya iyot fazlalığı: İyot eksikliği muhtemelen en yaygın beslenme eksikliklerinden biridir. Çok fazla veya çok az iyot tiroide zarar verebilir. Dünya Sağlık Örgütü 1990 yılında nüfusun %28,9'unun iyot eksikliği olduğunu tahmin etmiştir. Şiddetli iyot eksikliği boyunda guatr olarak bilinen büyük bir yumruya neden olur. Aynı zamanda zekâ geriliği, zihinsel işlevlerde bozulma ve hipotiroidizme de yol açabilir. Aşırı iyot 'un tiroidit, guatr, hipotiroidizm, hipertiroidizm ve akne ile sonuçlandığı belgelenmiştir. Birkaç miligram iyotta bile olumsuz cilt ve tiroit reaksiyonları geliştirebilecek çok hassas bazı kişiler vardır. Bu yüzden iyot miktarındaki dengesizlikler doktor kontrolü ile tedavi edilmelidir.
5.Tiroit dengesini bozabilecek gıdalar: Brokoli, Brüksel lahanası, şalgam, karnabahar, alabaş, turp, lahana ve darı gibi pişmemiş “guatrojenik” (guatr hastalığına sebep olan besinler) gıdaların aşırı tüketimi tiroit fonksiyonunu zayıflatabilir. Bu gıdalar, soya ürünlerine benzer şekilde, orta miktarlarda tiroit için toksik değildir. Ancak bu gıdalar aşırı miktarlarda tüketildiğinde tiroit fonksiyonlarının zayıflamasına neden olur.
6.Diğer tiroit toksinleri: Tütün dumanı, perklorat, florür, mantar (kandida), cıva ve kurşun gibi toksik ağır metaller ve yüksek şeker alımının da tiroide zarar verdiği rapor edilmiştir. Toksin maddeler, herkeste aynı etkiye neden olmayabilir.
7.Stres: Stres, genellikle tiroit hasarının sıklıkla gözden kaçan bir nedenidir ancak birçok araştırma tiroit hasarının en önemli nedenlerinden biri olduğunu öne sürmektedir.
Tiroit hasarlarından kaynaklanan çeşitli hastalıklar vardır. Bunlardan en yaygını hipertiroidizm, hipotiroidizm ve haşimato’dur.
Hipotiroidizm, tiroit bezinin yetersiz çalışması sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Belirtileri arasında hâlsizlik, kas güçsüzlüğü, kilo alma ve genel vücut ağrıları bulunur. Başlıca nedenler arasında tiroit bezinin yapısal veya işlevsel bozuklukları, bağışıklık sisteminin tiroit bezine saldırması ve hipofiz bezindeki bozukluklar yer alabilir. Tedavi genellikle tiroit hormonu takviyesi ile sağlanır. Hipotiroidizm, tiroit hormonu eksikliği nedeniyle ortaya çıkar ve tedavi edilmezse metabolizma ve vücut fonksiyonları üzerinde olumsuz etkilere yol açabilir.
Hipertiroidizm, tiroit bezinin aşırı çalışması sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Tiroit hormonlarının aşırı üretimi, vücuttaki metabolizma hızını artırabilir. Bu durum, Graves hastalığı gibi tiroit bezini etkileyen hastalıkların bir sonucu olabilir. Hipertiroidizmin belirtileri arasında hızlı kalp atışı, kilo kaybı, sinirlilik ve titreme bulunabilir. Tedavi yöntemleri arasında ilaçlar, radyoaktif iyot tedavisi ve bazen cerrahi müdahale yer alabilir. Hipertiroidizm, uzman bir doktor tarafından değerlendirilip yönetilmelidir.
Haşimato hastalığı, çeşitli nedenlerden dolayı tiroit hormonunun daha az salgılanması durumunda ortaya çıkan bir otoimmün hastalıktır. Bağışıklık sistemi, tiroit bezindeki proteinlere saldıran antikor (bağışıklık sisteminin zararlı mikroorganizmalara karşı ürettiği protein molekülleri) üretir. Böylece tiroit bezinin kademeli olarak tahrip olur ve sonuçta hipotiroidizme (zayıf tiroit fonksiyonu) yol açar. Yani bağışıklık sistemi, tiroit bezini düşman bir yapı olarak görür ve tahrip eder, bu şekilde bağışıklık sisteminin kendi sistemine saldırdığı hastalılar otoimmün hastalıklar olarak adlandırılır.
Haşimato hastalarının değişken belirtileri vardır. Bazıları herhangi bir sorundan şikâyet etmezken bazıları için tam tersi olabilir. Ağır vakalarda yutma veya nefes alma zorlaşabilir ve bazen ameliyat gerektirebilir. Tiroit hormonu üretimi periyodik olarak aşırı hale gelebilir ve aşırı aktif tiroidin bazı semptomlarına neden olabilir. Hormon seviyeleri çok yüksek ve çok düşük seviyeler arasında geçiş yapabilir ve sonunda hipotiroidizme dönebilir. Yaygın semptomlar arasında anksiyete, uykusuzluk, yorgunluk, depresyon, saç dökülmesi, kilo değişiklikleri, kas ve eklem ağrıları ile doğurganlık sorunları yer alır.
Hipotiroidizm: Tiroit hormonu eksikliği durumunda, genellikle sentetik tiroit hormonları içeren ilaçlar reçete edilir. Levothyroxine gibi ilaçlar, tiroit hormonlarını düzenleyerek vücuttaki eksikliği tamamlar.
Hipertiroidizm: Aşırı tiroit hormonları üretimi durumunda, beta blokörler ve tiroit hormon üretimini azaltan ilaçlar kullanılabilir.
Radyoaktif iyot tedavisi (RAI): Hipertiroidizmin tedavisinde kullanılır. Hastaya radyoaktif iyot verilir ve bu iyot, aşırı aktif tiroit hücrelerini tahrip eder. Bu işlem tiroidin işlevini düzenlemeye yardımcı olabilir.
Tiroit Cerrahisi (Tiroidektomi): Büyük nodüller, tiroit kanseri veya diğer durumlar için cerrahi müdahale gerekebilir. Bu durumda, tiroit bezinin bir kısmı veya tamamı çıkarılabilir.
Beta Blokörler: Hipertiroidizmin semptomlarını hafifletmek için kullanılır. Kalp atış hızını düşürerek ve diğer semptomları kontrol altına alarak rahatlama sağlar.
Diyet ve Yaşam Tarzı Değişiklikleri: İyot eksikliği hipotiroidizme neden olabilir, bu nedenle bazı durumlarda iyot takviyeleri veya iyot içeren gıdalar önerilebilir. Ancak, iyot eksikliği hipotiroidizmin ana nedeni değildir ve iyot alımı doktor gözetiminde olmalıdır.
Düzenli Takip ve Kontroller: Tiroit rahatsızlığı olan bireylerin düzenli olarak doktor kontrolünde olmaları önemlidir. Tiroit hormon seviyeleri izlenir ve tedavi ihtiyaçlarına göre ayarlamalar yapılır.
Her hasta farklıdır ve tedavi planları bireyseldir. Bu nedenle, tiroit rahatsızlıklarıyla ilgili kesin tedavi planını belirlemek için bir endokrinolog veya uzman doktora başvurmak önemlidir.