İnsanlığın temel biyolojik ihtiyacı olan tuvalet, günümüzdeki şekline birtakım süreçlerden geçerek ulaşmıştır. Gelin tuvaletin ilginç tarihine gelin beraber bakalım. Avcı-toplayıcı olarak sürekli bir yerleşimin olmadığı gezici bir hayatta yaşamlarını süren insanlar için, bu ihtiyacın giderilmesi doğada basitken yerleşik hayata geçildikten sonra bu durum o kadar kolay olmadı. Köy gibi kalabalık olmayan yerlerde, yerleşim alanının biraz dışına bir kuyu kazılıp dışkı bırakıldıktan sonra üstünün kapatılması ile bu sorun çözülebiliyorken şehirleşmenin ortaya çıkması ile birlikte tuvalet ve kanalizasyon sistemleri doğdu.
Medeniyetin bir göstergesi olan tuvaletin tarihi M.Ö. III. Binyıla kadar dayanmaktadır. Tarihte tuvalet, günümüzde olduğu gibi oturarak kullanılan klozet tipi ve alaturka tip olmak üzere iki ayrı modelde gelişmiştir. Bilinen ilk örnekler klozet tipi olup III. Binyılın ikinci yarısında, özellikle şehircilik alanında ileri gitmiş olan İndus medeniyetine aittir. Bunlar Mohenjo-Daro kazılarında ortaya çıkarılan, su ile temizlenen ve şehrin kanalizasyon sistemine bağlı olan iki klozet tipidir.
Osmanlı İmparatorluğu zamanında Avrupa'ya geçerek İtalyanca alaturka (Türk tarzı tuvalet) adını alan tuvalet, arkeolojik buluntulara göre, klozetten beş asır sonra Suriye'de ve ilk defa M.Ö. 1700 yıllarında Mari Kralı Zimrilim'in sarayında kullanılmıştır. Bu tuvalet banyo dairesinde bir ara duvarı olmaksızın küvetlerin biraz ilerisinde bulunmaktadır. M.Ö. I. Bin yılda Kuzey Suriye ve Güneydoğu Anadolu Geç Hitit saraylarının banyo daireleri bitişiğinde müstakil bir oda halinde alaturka tuvaletler yer almaktaydı. Bu tuvaletler kanalizasyon sistemine bağlanarak su ile temizlendikleri bilinmektedir. Aynı şekilde Geç Hitit devletleri de alaturka tuvaleti kalelerinde kullanmışlardır.
Klozeti geliştirenler ve ilk umumi tuvaletleri halkın hizmetine sunanlar Vespasianus devrinde Romalılardır. Bu umumi tuvaletler aynı zamanda ilk paralı tuvalet olma özelliğini de taşımaktadır. Roma devrinde zengin vatandaşların birçoğunun evinde tuvalet yer alırken parası evine kanal yapmaya yetmeyen vatandaşların kullanımı için ise umumi tuvaletler- latrinalar inşa edilirdi. Belli bir ücret ödeyerek herkes bu umumi tuvaletleri kullanırdı. Varlıklı insanlar umumi tuvaletlerde toplanıp bir yandan ihtiyaç giderirken, bir yandan da komşularıyla dedikodu yapar, siyaset tartışır ve iş anlaşmaları yapardı.
İmparator Vespasianus, paralı tuvaletlerden dolayı senatoda hazineye "pis yollardan para topladığı" için tenkide uğradığı sırada "Para kokmaz!" cümlesi ile kendini savunmuştur. Ayrıca Vespasianus'un kanallardan toplanan idrarı da çuha dokuma sanayiinde kullanılmak üzere çuhacılara sattırıp gelirini yine hazineye kaydettirdiği bilinmektedir. Bundan dolayı, XIX. yüzyılda Avrupa'da tekrar ortaya çıkan umumi pisuvarlara “vespasienne” adı verilmiştir.
Pakistan’ın Sind eyaletindeki kazı alanı Mohenjo-Daro'daki ilk tuvalet örnekleri ile Uygur metinlerinde adı batığlık olarak geçen tuvalet, evlerde bulunmasına karşılık Mezopotamya, Mısır, Girit ve Anadolu'da tuvaletler XIX.-XX. yüzyıllara gelinceye kadar yalnız saray, hastane, cami ve manastır gibi büyük binalarda kullanılmıştır. Tuvaleti olan büyük binaların ise genellikle suyu bol, büyük kanalizasyon şebekelerinde veya lağım kuyularına sahip büyük yerleşim merkezlerinde bulunduğu görülmektedir.
Bugün kurulmuş modern şehirlerin en düzgün işleyen yapılarından biri olan kanalizasyon ve altyapı sistemleri, binlerce yıllık bir birikimin sonucunda günümüzdeki halini alabilmiştir.
1. İslam Ansiklopedisi. Cezeri İsmail B. Rezzaz mad. 1. C. Apteshane. Mad
2. Palaz Erdemir, Hatice, “Hellen ve Roma Toplumlarında Tuvalet ve Temizlik”, Kültür Tarihimizde Hamam, edt. Emine Gürsoy Naskali ve Hilal Oytun Altun, Acta Turcica, Yıl II, sayı 2, 2010, 103-122
3. Sanat Tarihi Araştırmaları Dergisi Arkeoloji-Prehistorya-Önasya Epigrafi-Antropoloji-Müzik-Tiyatro Teoloji- Folklor Cilt ·1 s.l: 2 Nisan 1988
4. http://www.sciencedaily.com/releases/2022/02/220211080609.htm