Doğada hayvanlar arasında av-avcı ilişkisi ile kurulan ekolojik dengede tüm gelişmişliği ile biz insanlar nerede bulunuyoruz? Akıllı, düşünebilen ve en nihayetinde yenilikler geliştirebilen canlılar olarak vahşi doğada hala av durumunda mıyız? Yoksa piramitin en tepesine çoktan yerleştik mi? Vahşi hayvanların bu durumdan haberi var mı?
Aslanlar uzun zamandır dünyanın olmasa da Afrika'nın karadaki en korkunç yırtıcısı hatta “hayvanların kralı" olarak algılanıyor. Fakat yaban hayatının aslanlara nazaran insanlara karşı korkusu çok daha güçlü ve yaygın olabilir. Çünkü yakın zamanda yapılan küresel araştırmalar, köpeklerle veya silahlarla avlanma gibi teknolojiler nedeniyle insanların peşine düştükleri avlarını diğer yırtıcı hayvanlara göre çok daha yüksek oranlarda öldürdüğünü göstermektedir. Av mahiyetindeki hayvanlar her zaman avcılarına yakalanarak ölmezler fakat eğer avcıları bir insansa ölmeleri çok daha yüksek bir ihtimaldir. Bunun farkındalığına erişmiş olmaları da oldukça doğal olduğundan bir avın aslan gibi bir avcıdan değil de insanlardan daha çok korkması gözlemlenebilir niteliktedir.
Geçtiğimiz yıl bu kapsamda yürütülen bir çalışmanın sonucu paylaşıldı. Güney Afrika'da yapılan bu araştırma ile insan seslerinin vahşi memelilerde aslan sesine göre çok daha fazla korkuya neden olduğunu net biçimde ortaya çıkarıldı. Bu bölgede yaşayan etobur ve toynaklı 19 farklı türün çoğunluğundaki korku tepkilerini ölçerek yaban hayatının insanlara karşı korkusunun aslanlara olan korkuyu aşıp aşmadığını kapsamlı bir şekilde araştırmacılar tarafından deneysel olarak test edildi. Araştırmacılar, kurak mevsimde Kruger Ulusal Parkı'ndaki 21 farklı su birikintisinin yakınına hayvan hareketi tarafından tetiklendiğinde çeşitli seslerden birini çalan hoparlörler kurdular. Bu sesler arasında insanların, aslanların, av seslerinin (köpekler, silah sesleri) ve kontrol ölçeği olarak yırtıcı olmayan kuşların sesleri bulunmaktaydı. Hareket sensörü sayesinde, su içmeye gelen hayvanlara dinletilen bu sesler ve alınan tepkiler kameralara kaydedildi. Araştırma kapsamındaki bu savan memeli topluluğunun insan sesine verdikleri tepkiler büyük oranda aslanlarınkine verdiklerinden çok daha fazlaydı.
Genel bir özet olarak, bu 19 farklı yaban tür sesi duyması ile birlikte koşma ve su birikintilerini terk etme olasılığı, aslanlara veya av seslerine kıyasla insanlara %40 daha hızlı bir sürede tepki veriyordu. Hayvanların yaklaşık %95'i aşırı derecede korktu ve hızla kaçtı. Buna karşılık, hırlayan ve hırlayan aslanların kayıtları önemli ölçüde daha az alarma neden oldu. Çalmayı seçtikleri insan konuşması, ülkede yaygın olarak konuşulan yerel dilleri içeriyordu. Deney sırasında, bazı fillerin büyük kedilerin çağrılarına yanıt olarak sesin kaynağıyla yüzleşmeye bile çalıştıkları görüldü. Çalışmanın bulguları, aralarında antilop, fil, zürafa, leopar ve yaban domuzunun da bulunduğu hayvanların, avlanma, silah kullanımı ve onları yakalamak için köpeklerin kullanılması nedeniyle insanlarla temasın son derece tehlikeli olduğunu öğrendiklerini gösteriyor.
Yabani Hayvanlar İçin Korkutucu Olan İnsan Sesini Nasıl Kullanabiliriz?
Elde edilen bu sonuçlar, dünya çapındaki yaban hayatında insanın "süper yırtıcı" olarak algılandığını ve diğer yırtıcılardan çok daha fazla korkuya sebep olduğunu giderek artan deneysel kanıtlarla büyük ölçüde güçlendirmektedir. Araştırmanın yazarlardan biri olan Dr. Liana Zanette, araştırmalarının avcı-av etkileşimlerinin çevreleri üzerindeki etkisini ifade eden bir kavram olan "korkunun ekolojisi" üzerine odaklandığını belirtmiştir. Korku ile verilen tepkiler sayesinde av-avcı arasındaki denklem elbette tekrar kurulabilir. Çalışma sonunda araştırmacılar, hayvanları kaçak avlanmanın yoğun olduğu bölgelerden uzak tutmak için insan sesi kayıtlarının kullanılabileceğini öne sürmüşlerdir. Dr. Zanette bunu şu şekilde belirtmiştir: "Bizim (insanların) yaban hayatında uyandırdığımız korkuyu ölçmek, azaltmak ve manipüle etmek, artık koruma planlamasının ve korunan alan yönetiminin ayrılmaz bileşenleri olarak kabul edilmesi gerektiğini öne sürdüğümüz zorluklar ve fırsatlar sunuyor." Yani elde edilen bulgular bu ekosistemlerdeki hassas türlerin korunması potansiyelini de ortaya çıkarıyor. İnsan sesleri uygun şekilde kullanıldığında yasa dışı avlanmaya karşı korunmaya yardımcı olabilir.
Yazarlar, ayrıca bu sonuçlardan bu durumun yaban hayatı turizmine dayalı alanlar için bir zorluk teşkil ettiği sonucunu da çıkarıyorlar. Çünkü çekmek istedikleri insan ziyaretçilerin istemeden de olsa görmeye geldikleri hayvanları korkuttuklarını belirtiyorlar.